2016
Erdal Dağdelen'nin Güncel Platformu
Kapadokya Antik krenti ve kamp Alanları
Kapadokya, (Kappadokia) 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölge.

Tarihçe
Ana madde: Kapadokya tarihi
İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu'nun baskısından kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

Kapadokya bölgesi, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

FOTO GALERİ
IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE
MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer.

MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. MS 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.

MS 3. yüzyılda Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.


Anadolu'daki Kapadokya Bölgesi'nin konumu.
4. yüzyıl, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.

Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler.

Jeolojik oluşumu

Aktepe

50 YTL'de Kapadokya.
60 milyon yıl önce 3. Jeolojik devirde Toroslar yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası".

Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyükana bir uygarlık yaratıldı.

Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir.

Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanıklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır.
Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Kapadokya'yı eskiden ev olarak kullanıyorlardı. Bu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor. Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor.
 EN İYİ KAMP ALANLARI 
Kaya Camping Caravaning 
Dilek Camping 
Ada Camping
Erdal Dağdelen'nin Güncel Platformu
Çanakkale Bozcaada Kamp Alanı 
Kendi çadırıyla gelenlere bir kamptan beklenecek her türlü hizmet sağlanıyor. Toplam 8 tuvalet ve 8 duş bulunuyor.Ortak kullanılan mutfakta akşam yemeklerini hazırlamak mümkün.

Kamp alanının gün boyunca kafe-restoran hizmeti sunan bir yeri de bulunuyor. Burası hem kampta kalanlar hem de dışardan gelenler için takılınabilecek rahat bir ortam. Daha çok ev yemekleri, özellikle zeytinyağlı tabakları ile ünlüler...

Kamp alanı karavan ve çadır kampı için birebirdir. 220V elektrik dağıtan kutular ve prizler kamp alanımızın her yerine dağıtılmış durumdadır. Çadırı, uyku tulumu, matı ve kamp malzemesi olmayan ziyaretçilere bu hizmet de verilmektedir. Dileyen misafirler için bungalovlar da mevcuttur.Alan, her yıl Mayıs ayından Ekim ayına kadar açıktır.

Ada’nın güneyinde yer alan kamp alanında çam ağaçları bulunmakta, deniz ise kamp alanına sadece 200 metre. Kamp alanı Mayıs ayıdan Ekim ayına kadar açık. Alanda karavan ve çadır kampı yapılabiliyor. En yakın havaalanı ise 56 km uzaklıktaki Çanakkale Havaalanı.

İletişim:0 286 697 04 42   –   0 539 604 50 88

 FOTO GALERİ
IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE
Erdal Dağdelen'nin Güncel Platformu
Antalya Olympos Kamp Alanı
Olympos’da Kamp
O meşhur Olympos, 80’lerde yabancıların gelmesiyle yavaştan ünlenen, tarihi dokusu ve doğasıyla insanı bambaşka duygulara götüren Olympos. Burada hem yeşile, hem tarihe hem de denizin maviliğine doyabilirsiniz. Burada kamp yapabileceğiniz yılın her dönemi açık birçok pansiyon var, Kadir’in Ağaç Evleri bunların arasında en bilineni.
 En yakın havaalanı olan Antalya Havaalanı Olympos’a 97 km. Olympos özellikle gençler arasında en çok bilinen, fiyat avantajı ve gençlere hitap eden alternatifleriyle öne çıkmış tatil beldelerimizden. Ucuzluk genel olarak spekülatif bir konu ancak ucuz alternatiflerin fazlaca bulunabileceğini düşündüğüm bir yer.

Antik kentin hemen yanıbaşında konaklama imkanı, plaja ulaşmak için her seferinde geçilen antik yol da farklı bir deneyim. Denizle birlikte tarihi de yaşamak isteyenler için mükemmel bir uyum.

Olympos’ta konaklama büyük oranda ağaç evler ve bungalovlar aracılığıyla sunuluyor. Farklı konseptlerde çok güzel ağaç evler mevcut.  Aralarında çok popüler olanları da var ve gerçekten de aldıkları övgüyü hakediyorlar. Büyük oranda tatilci profilinin gençler oluşturunca çadır alternatifinin fazlaca olmasını da doğal olarak beklersiniz .

Ancak sadece kamping hizmeti veren,  kendilerini kamp alanı olarak da ifade eden işletmeler açısından durum tam olarak bu şekilde değil.

Her nekadar çadır kampı yapmamış, alternatifleri çok çok detaylı araştırmamış olsam da görebildiğim kadarıyla bu hizmeti veren tek yer var. İstenildiği ve işletme sahiplerinin de onayı alındığı durumda ağaç evlerin arazilerine de çadır kurulabileceğini düşünsem ve kaldığımız yerde bu şekilde çadır kurmuş kimseler görsem de özellikle genç kitle düşünüldüğünde kamp alanı alternatiflerinin yeterli olduğunu söylemek zor.

Merkezin dışındaki pansiyonlarda yine çadır imkanı bulunabilir, hatta bu şekilde ilanlara da rastlamak mümkün ancak tam donanımlı bir alandan ziyade buraları sadece çadırın kurulabilceği, elektirik, mutfak..vs imkanlarının çok da sağlanamayacağı yerler olarak düşünmekte fayda var.

Akılda kalanlar;

– Antik kent ve plaja ulaşmak için geçilen antik yol

– Farklı konseptlerdeki ağaç evler

– Yemyeşil tabiat

– Çıralı komşuluğu
Kaynak : İzoutdoor

 FOTO GALERİ
IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE
Erdal Dağdelen'nin Güncel Platformu
Muğla Akyaka Mesire Ve Orman Kampı
Muğla Akyaka Kamp Alanı kelimenin tam almamıyla cennet. Mükemmel bir tabiatın ortasında mükemmel bir deniz.  Gökova körfesi  ise alabildiğine bakir, alabildiğine güzel.

Özellikle yerli turistlerin uğrak yeri olan akyaka doğası,  tertemiz havası, alabildiğine güzel deniziyle mutlaka gidilmesi, görülmesi, yaşanılması gereken beldelerimizden. Konaklama alternatifleri çok çeşitli. Etrafta çok sayıda orta büyüklükte ve butük tessis mevcut. Bu tesislerin doğayla uyumlu mimarisi de ayrı bir seyir zevki veriyor. Akyaka da herşey tam da olması gerektiği gibi.

Akyaka orman kampı oldukça populer kamp alanlarımızdan. Akyaka merkezin dibinde, çok geniş bir orman alanına yayılmış, çok güzel bir kamp alanımız.

Forumlardan takip ettiğim kadarıyla geçtiğimiz dönemlerde bazı problemler yaşanmış. Ancak bizim de bulunduğumuz 2013 Ağustos dönemi için aktif haldeydi. Sonraki dönemler için misafirlerimizin kamp alanının son durumuyla igili bilgi alarak gitmelerinde fayda var. Anladığım kadarıyla sonrasında da devam edebilecek başka problemlere gebe anlaşmazlıklar sözkonusu.

Çok çok geniş bir orman alanına ve çadır konaklama imkanına sahip.

Karavanlar için özel bir bölüm de var deniz manzaralı. Bu tabii diğer alanlarda karavanların konaklayamayacağı anlamına gelmiyor.

Tuvaletlerin bu geniş kamp alanı için yeterli olduğunu söylemek malesef mümkün değil.  Hatta olukça bakımsız olduğunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Mutlaka bu konuya ilgililerin ve kamp sakinlerinin eğilmesi gerekiyor. Eğer farklı nedenlerle belediye ya da yetkililerden destek alınamıyorsa kamp müdavimlerinin de ortak kullanımlı bu alanların bakımında ve temizliğinde çok daha dikkatli olması şart.

Keza  mutfak temizliğinde kullanılacak lavabo alanları ve duş alınabilecek yerler de büyük kamp alanı için oldukça yetersiz.

Kamp alanının çeşitli yerlerine dağılmış çeşmeler kampçılar için oldukça faydalı.

Buzdolabı imkanı bulunmuyor. Elektirik içinse çok geniş ve kalabalık bir kamp alanı olduğundan uzatma kablolarını her ihtimale karşı biraz daha uzun tutmakta fayda var.

Market, kafe/bar işletmesi mevcut değil.  Anladığım kadarıyla daha öncesinde bir market varmış ancak problemler nedeniyle kapanmak zorunda kalmış.  Kamp alanının hemen dışında taze meyve/sebze tedarik edilebilecek yerler bulunuyor. Merkeze de çok yakın olduğu için ihtiyaç tedarikinde herhangi bir sıkıntının yaşanması mümkün değil.

Günlük kullanıma yönelik de bir alana sahip kamp yeri. Ancak bulunduğumuz süre zarfında oraya hiç gitmedik.

Denize girilebilecek çok sayıda koy var ancak sığ olduğunu söylemek zor.
Balık tutulabilecek yerler de faylasıyla var.
Çadır konaklamasına alternatif bungalov imkanı da sınırlı da olsa kamp yerinde mevcut.
Kamp alanı özellikleri;
Elektrik : Var
Tuvalet : Var  ( * )
Mutfak Alanı : Var  ( * )
Ücret :  Gecelik Çadır Başına 20 TL RESİM GALERİ
IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE
Erdal Dağdelen'nin Güncel Platformu

Antalos efsanesinde adı geçen Karagöl Yamanlar dağı üzerinde bulunur. 35 dekarlık su yüzeyine sahip olan bu göl tektonik yer hareketleri sonucu meydana gelmiştir. Küçük, dairesel ve güzel manzaralı gölün etrafı çam ormanları ile kaplıdır. Doğa ve yürüyüş sevenler için ideal bir yerdir.

İzmir  ili Karşıyaka ilçesine 27 km uzaklıktadır. İzmir-Manisa yolunun Sabuncubeli mevkiinde 13 km orman yolu ile ve Menemen–Muradiye  karayolunun Emiralem mevkiinden  de 13 km  orman yolu ile ulaşmak mümkündür. Dinlenme yerindeki heyelan gölünün meydana getirdiği su yüzeyi, ibreli ve yapraklılardan oluşan bitki örtüsü ve jeomorfolojik özellikleri ile ilginç, doğal bir peyzaj oluşturmaktadır. Piknik alanı 13 Ha lık bir alanı kapsamaktadır.  Göl yüzeyi35 dekarlık alanı teşkil etmektedir.

büyüklüğündeki Muhafaza Ormanı içindedir. Kuzeyi ve batısını Devlet ormanı güneyi ve doğusunu ise Devlet karayolu oluşturmaktadır. Yamanlar dağında  810 m rakımda bulunan krater gölünün çevresindeki hakim bitki örtüsünü kızılçamlar oluşturmakta, karaçamlar karışıma münferit olarak  katılmaktadır. Göl ve dere kenarlarında çınar ve söğüt ağaçları yer almaktadır. Alt tabakayı  Ahlat ve Yabani Erik gibi ağaççıkların, yabangülü ve böğürtlen gibi çalıların, eğrelti ve çayır otları ile sarmaşıkların oluşturduğu bir bitki örtüsüne sahiptir.


Karagöl OİDY ne 27 km’lik 0 metre rakımdan 810 m rakıma yükselerek çıkan bir asfalt yol ile ulaşılmaktadır. Sahada Kır gazinosu, büfe,  WC, otopark, piknik üniteleri bulunmaktadır. Su ve elektrik vardır. Saha dış şartlara açık olduğundan yağışlı ve karlı günleri çoktur. Eşsiz kar manzarasıyla ziyaretçilerce  kışın da rağbet görmektedir. Ziyaretçi kapasitesi 2000 kişi/gün dür.

muhteşem atmosferi ve iki dağın eteğinde bulunan gölü ile her yerde masa ve sandalyeleri olan bilgisayarınız ile rahat oturabileceğiniz,  ayrıca wifi ve her yerinde elektrik kullanabileceğiniz içerisinde prizler olan küçük trafoları bulunan bir yer.

Ücretler Nasıl ?
Bu güzel yer malesefki beraberinde biraz maliyet getiriyor.Kişi başı 6 tl ye buraya girebiliyor yada çok fazla kişiyseniz 18 TL ye araba ile giriş imkanı bulunuyor.Eğer biz 2 kişi geldik 18 vermeyelim derseniz aracı dışarıya parkedip 12 tl ye 2 kişi giriş yapabiliyorsunuz.

Toplu olarak giriş yapmak isteyenler için  daha uygun maliyetler sunacak şekilde mevcut otobüs tarifeleri de mevcut.

bulunmuyor.Gelirken yanınızda yiyecek içecek getirirseniz burada tüm gün rahat bir çalışma ortamı sağlayabilirsiniz.

IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE IMAGE_TITLE